Monday, September 17, 2018

Dilediğim

Allah’ım
Ne istediğini, ne beklediğini benden
Bileyim

Allah’ım
Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu
Bileyim

Allah’ım
Bu iç huzursuzluğu, bu tatminsizlik
Çok zor

Allah’ım
Başkalarının ilgi, beğeni ve sevgisi isteği
En büyük derdim

Allah’ım
Kendime geleyim
Sorumluluklarımı bilip yerine getireyim

Allah’ım
Mutmain, huzurlu, dingin olmak
Dileğim

Allah’ım
Bir yol göster
Beni o yolda tut
Beni o yolda öldür
Budur senden dilediğim

-Sermest

Sunday, April 29, 2018

Mazlum


Söz bitiyor bir mazlum göçünce
Kendisi kurtuluyor bu zalim dünyadan
Ama ardındakiler kalıyor gözyaşlarıyla

Umarsız kalabalıklar kurumuş kalpleriyle
Gerekçeliyor zulümü, ölümü; şöyle, böyle
Veya çeviriyorlar gözlerini öte tarafa

Söz bitiyor bir çocuk annesiz kalınca
Kim ne diyebilir o yavrucağa?
Kim doldurabilir o boşluğu, nasıl?

Dünya her göçen mazlumla daha çirkin
Ahiret her göçen mazlumla daha güzel
Biz yolda, biz imtihanda, biz mecbur sâbir

Ne olur Ya Rabb, ne olur Ya Rabb?
Titrek ve kırık kalplerimiz hürmetine
Zalim de mazlum da eyleme bizi!

-Sermest

Sunday, January 14, 2018

Evlat

Evlat, içini acıtan sevgiden başka nedir?
Evet, aşk ancak içi yakar
Ama öyle ya da böyle söner gider
Merhamet, içi acıtır ve kalıcıdır
Merhametin en büyüğü evlada olanıdır

İçini acıtarak sevmeyi sevince
Gelir insanın aklına
Rabbim de böyle seviyor olmalı kullarını

-Sermest

Monday, December 11, 2017

Geçer hayat

Bir tarafta yanar yürekler
Beri yanda kahkahalar
Böyle gelip geçer hayat
Gelir, geçer

Acıyan da acısı bitince unutur
Ne acıların yaşandığını, her an
Hayatın kuralı bu
Ne gelir elden?

Adalet beklemekten geçtim bu hayatta
Geçmesem ne olur, ne yazar?
Ne değişir öyle veya böyle düşünsem
Ne önemim var? Beni kim takar?

Değersizliğimi de kabul ettim
Barışığım alelaledeliğimle
Ve ilgisizliğiyle insanların
Allahtan, Allah var

Allah olmazsa nasıl dayanır engelliler?
Zulüm gören, hor görülen, dalga geçilenler?
Anasını, babasını, evladını kaybedenler?
Dayanıyorlarsa, bu Allah olduğu için

-Sermest

Değişiklik

Eskiler ne güzel demişler
Tebdil-i mekanda ferahlık var
Evet, üstüne yapıştıysa bir şehir
Üstün leş gibi ülfet kokuyorsa
Çık ordan, lazım sana yeni yer

Git, yeni yerde güzel insanlarla beraber ol
Git, en azından yolculuğa çık, ferahla
Güzel müzikler ve kendini dinle
Şöyle bir düşün geride bıraktıklarını
Ne değermiş, ne değmezmiş, anla

-Sermest

Thursday, November 16, 2017

Bugün benim doğum günüm

Ben bugün doğdum 
Sen doğunca baba oldum
Sen ölünce kalbi kırık
Sen kızım, beni ahirete bağlayan

Ben seni çok seven baban
Ben sana kavuşmak için can atan
Ben yarım yamalak iş yapan

Sen benim deniz fenerim
Sen uzaktan beni çağıran
Sen İsa kızı Meryem

Sen Meryem oğlu İsa gibi
Kurtuldun dünyanın çirkinliklerinden
Ve cennete yükseldin
Ne iyi ettin

Doğum günümü kızım
Seninle kutlamayı, ne çok isterdim. 

-Sermest

Wednesday, August 23, 2017

Sensiz diyarlar

Sen yoksun birtanem burda
Senin olmadığını bilen de yok
Yokluğun bir o kadar daha zor bu yüzden
Senin yokluğunu paylaşamamak... zor

Mutluluğum hep eksik
Ki alıştım, sevdim bunu; ama yoruyor bazen
En mutlu zamanlarda bile, kenardaki hüzün...
Bunu bilen, farkeden yok

Kardeşlerin, birtanem, beni en çok mutlu eden
Ama bir de bana seni en çok hatırlatan
Onların gözlerine, gülüşlerine baktığımda
Seni hatırlamadığım yok

Bir ay geçti, daha bahsedemedim kimseye senden
Soran olunca hep, iki çocuğum var dedim
Ama bu öyle koyuyor ki bana, yutkunuyorum
Bunu bilen, farkeden yok

Varsın yok olsun, ne yapalım, kaderimmiş
Eksik mutluluklar, kenardaki hüzün, o derin acı
Varsın nasibime böyle yaşamak düşsün
Sen vardın, çocuğumdun ve sen varsın, cennettesin
Bana ne gam!

-Sermest