Thursday, January 21, 2016

Kızım gibi, kızımla beraber

Kızım gibi olmak istiyorum
Olayım, olayım ki
Onunki gibi dünyam ve ahiretim güzel olsun

Ben de onun gibi olayım
Kalbim onunki kadar güzel olsun
Hayatım onunki kadar neşeli

Şefkatli olayım, içten seven ve samimi
Küsmeyeyim, çabuk affedeyim
Onun kadar düşkün olayım sevdiklerime
Sevdiklerime sevdiğimi hissettireyim

Kızımla beraber olmak istiyorum
Olayım, olayım ki
Bu içimde yanıp duran özlem dinsin

Ben de onunla beraber olayım ölünce
O elimden tutsun benim
Hz. İbrahim (as)'la, Efendimiz (sas)'le tanıştırsın
Bu benim babam desin, ben onu çok severim

Babasını, annesini, kardeşini, sevdiklerini...
Alsın, tutsun ellerinden, cennete soksun
Soksun inşallah o güzel kızım benim
Dünyamızı güzelleştirdi, ahiretimizi de güzelleştirsin

-Sermest

Monday, January 18, 2016

Yarım yıl

Yarım yıl önce melek oldu uçtu cennete
Bakmaya doyamadığım ilk göz ağrım
Kendisi güzelim, vereni güzelim
Kurban olduğum, en çok özlediğim, Dila'm

Cennet kuşu oluşunun yarım yılı doldu
Kalbimizin meyvesiydi, babasının prensesi
Kardeşinin şefkatli ablası, evimizin neşesi
Bir rüya gibi, bir masal gibi geldi geçti

Yarım yıl daha yaklaştık Dila'ya kavuşmaya
İnşallah, Rabbimizin ihsanı ve inayetiyle
Cennette ona kocaman, biteviye sarılmaya
Şurda ne kaldı? Bir kısacık ömür, bir son nefes...

-Sermest

Friday, January 15, 2016

Kereminden

Kimse kimseyi karşılıksız sevmez
Anne babanın evladını sevdiği kadar
Aşk bile vuslat olunca son bulur
Koşulsuz ve sınırsız yok şefkat kadar

Şefkatini dileniyorum Allah'ım
Başkalarının sevgisi yetmiyor bana
Yoruldum hayal kırıklıklarından
Ne güzel, dönüş sadece Sana

Gece yarısı sesimi duyan sadece Sen
Yanlışlarıma rağmen beni hep seven
Esirgemeyen nimetleri, bağışlayan hataları
Rauf, Gafur, Vehhab, Kerim, sadece Sen

Allah'ım sevgini ve şefkatini dileniyorum
Çocuğunu ateşe atmayacak olan anneden
Milyonlar kat sevgili ve şefkatli olan Sen
Dünyamı ve ahiretimi güzel kıl, kereminden

-Sermest

Thursday, January 14, 2016

Oyalanma

İfade etmek derdim, duygularımı
İçime dair, beni ben yapan nedir?
Güzel gülümsemelerin uçup gitmesi
Derdim, gülümsemeleri tutamamam

Gelip geçerken günler, aylar, yıllar
Mutluluklar, hüzünler, özlemler, acılar
Herkesin ayrı çeşit bir derdi var

Kimi küçük kız metrobüste selpak satar
Kimi adam karnı tok, sırtı pek, kızını arar

Kabenin karşısında dua ederken bile
Kızı vardır gözünün önünde

Kuytu köşelere bakar durur
Acaba gözden kaçmış kızından bir hatıra var mıdır diye

Bir sonraki kızımla rüyam ne zaman diye bekler durur
Fotoğraflara, videolara bakar, bakar durur
Ama deniz suyu gibidir onlar; daha da susatır
Kandırmaz sıcaklık ve koku vermeyen videolar

Kızının hatıraları hem tatlıdır
Hem de geçmişte ve sadece geçmişte olduğu için, acıtır

Herkesin ayrı çeşit bir derdi var
Kimi maddi, kimi manevi...
Özlem benim büyük derdim
Diyeceğim bu kadar!

Ama son sözü Kuran söylesin:
Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibaret
Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat o!
Keşke bilmiş olsalar!

Keşke bilsek bilinmesi gerektiği gibi bunu
Bu oyalanmayı geçip asla varabilsek...

-Sermest

Tuesday, January 12, 2016

Özlem

Hisli kalpli kızım benim
Seni ne çok özledim
Sevgin ne çoktu
Bir çiçeği tutan ellerin ne kadar küçük

Senin gibi sevebilsem ben de
İçten, yoğun, saf ve masum
Ellerime aldığımda bir çiçeği
Senin kadar güzel olabilsem

O gözlerindeki pırıltı çok özeldi
Gülümsemen eşsiz...
Gülümsemen sırasında görülen
O parlak dişin bize çok güzeldi

Senin gibi güzel gülebilsem ben de
Coşkuyla zıplayabilsem sevinçten
Ağaçlar, çiçekler, kelebekler kalbimde olsa
Şarkılar söylesem sevgiyle, kalbimden

Kalbini, sevgini, neşeni, sevincini
Tebessümünü, gözlerini, narin parmaklarını
Herşeyini özledim senin bitanem
Kızım, kuzum, kuzuşum, prensesim

Bu özlemin dinmesi en büyük duam
Sana sıcaklığını hissederek sarılmak
Seni öpmek, koklamak, okşamak
Senle bakışmak, konuşmak, oynamak

Nasip eyle, ihsan eyle, lütfeyle ya Rabb!

-Sermest

Kırık kalbim

Kalbi kırık insan lazım bana
Hüzün sahibi, dünyaya kırgın
Çünkü anlamış dünyanın faniliğini
Ancak öyle biri anlayabilir beni
Dost olabilir bana

Ne güzeldir öyle insanlar
Gülümsemeleri yarımdır
Vardır dudaklarının kenarında hep
Ufak bir hüzün
Gözleri dalar gider bazen uzaklara

Kırık kalpliler birbirini tamamlar
Ancak onlar birbirlerini anlar
Onların konuşmaları dilleriyle değil
O kırık kalpleriyledir
O kırık kalpleri, ne güzeldir

O kırık kalplerine borçludurlar
Dünyaya dalıp gidememelerini
Allahı unutmamalarını
O yoğun hisleri, gözyaşlarını
O hisler, gözyaşları... onları insan yapar

Kırık kalbimi seviyorum
Beni kırık kalpli yapan cennetteki kızımı
Kırık kalpli arkadaşlarımı
Bana sevinci ve hüznü veren Rabbimi
Seviyorum, Rabbim Sen de sevdiklerinden eyle bizi..


-Sermest

Kızımın ardından

Kızım, Dila'm, bitanem, kuzuşum, kuşçuğum, prensesim
Gelişinle olduğu gibi gidişinle de değiştirdin herşeyi
Geldin, dünya şenlendi; gittin dünya hüzünlendi

Kuzum, ne kadar yakışıyordu sana sevmek, sevilmek
Eğlenmek, dans etmek, oynamak, sekerek yürümek
En çok da o ışıltılı güzel kahverengi gözlerin ve gülmek

Kuzuşum, bir gülüşüne bin canım fedaydı
Gülerek ölüme giderken sen, benim dünyam kaydı
Gittin ve anlattın ne çok şey: dünya fenaydı

Prensesim, sen annenin babanın nazlı gülüydün
Anaç yüreğinle, aklınla, güzel huyunla, büyülüydün
Sevdiklerine hep güldün, ve o güzel gülüşünle güldürdün

Allah razı olsun senden, Allah zaten razı oldu senden
Ayırmasın Adn cennetinde Rabbim bizleri, Dila'mızdan
O cennetin en güzel kuşundan, meleğinden

-Sermest

O gün

En acı çığlık
Bu nasıl bir haber
Bitmeyen merdivenler
Çıplak ayaklarım
Sessiz çığlıklarım
Kendini koyuvermiş kollar, bacaklar, o güzel baş
Ala bulanmış kahve saçlar
Ümit veren son nefes
Kızım yaşıyor, Allah aşkına daha hızlı
Doktor yok mu, doktor getirin
Hayır dur, dua edelim
Elimi tutan yabancı
Yudum yudum su
En yavaş ayetel kürsi
En aheste abdest
Oluk oluk gözyaşı
İsyandan korkan dudaklarım
Ellerim, konuşamayan ellerim
Kalbi atmıyormuş
Dua dua bir namaz
Gözyaşı ile bir selam
Kardeş kucağı sığındığım
Burda uyusam, unutsam herşeyi
Soğuk küçücük bir el tuttuğum
Soğuk bir yanak öptüğüm
Neden aynı değil
Soğuk ile sıcak aynı olmazmış öğrendiğim
Ilık bir su içimi ısıtan
Üşümesin kızım
Upuzun boylu boyunca yatan
Aman yüzüne köpük gelmesin
Bembeyaz, tertemiz kefen ıslanmasın
Cenaze arabasının ön koltuğu
Nedir bu kalabalık
Saklansam, uyusam, unutsam
Kuruyan göz pınarlarım
Bir yudum tarhana çorbası
Dünya nimetleri
Cenk ediyor birileri kafamın içinde
Şimdi bir bomba patlayacak
Paramparça olacak beynim
Uyusam, unutsam
Tekrar tekrar inşirah
Yapayalnız uyandığım o sabah
Hüzün dolu yüreğim
Onu bilen tek insan

-Dila'nın annesi

Peygamber mescidindeki küçük kız

Peygamber mescidinde küçük bir kız çocuğu
Küçücük ayakları ayaklarıma
Secdede kolları kollarıma
Rabbimden bana gelen sıcaklık
Gel peygamber mescidindeki küçük kız
Seccadem senin, gözyaşım senin, duam senin
Gel beraber secde edelim bir daha
Kol kola, diz dize

-Dila'nın annesi